11.29.2010

pıhhh

İşteyim.Cumartesi rehaveti yaşamaktayım 2 gün önce.Ha bitti biticek,aman da tatil başlasın, 1 günümü nasıl değerlendirsem derken derken ve son kalan işleri de toparlamaya çalışırken çay içesim geldi.Mutfaktaki çaycıya gittim , çayın demini koydum ,demliği kenara bıraktım , alttan su gayet normal..İş bitti.Çay koyuldu.Hep demliği tepesine kondurmayı unutur gelir otururdum masama ama bu sefer çay fincanımı oturtmaya çalıştım demliğin yerine .E belki hoş da olacaktı girse ama oturamadı fincanın kulpu yüzünden .Demliği koyardım masama ,çekerdim acı çayımı artık. Düşünüyorum da ben bunu çok yapıyorum.Geçen gün de makarna yaparken ,süzme işlemi esnasında süzülmüş su yerine makarnayı lavaboya dökmüştüm. En bombası da şimdi geliyor .Gece üşüdüm artık uyurken yorgan vakti dedim.Bazanın altına tıkıştırdığım yorganı bazayı azcık açıp çekivereyim derken o öküz gibi baza üzerime kapandı.Kol altında, Lola acılar içinde.Kurtul kurtulabilirsen.Evde niye yalnız olduğuma, telefonun içeride olduğuna mı yoksa salak gibi bazayı sabitlemediğime mi yanayım bilemedim. Herşeye bir kez daha küfrettim.Kolum çürüdü,morardı,sarardı ,yeşerdi ama olay kırıksız atlatıldı. Kalbimin tamir edilmiş kırıkları ufaktan bi sızıntı verdi. böyle ufak tefek şeyleri sadece gülmek için anlatan Lola 30 yaşına birkaç ay kaldığını hatırladı ve hayatında sakarlıklardan başka bir şey göremedi. Sakar ilişkiler , işler , okullar ,rasgele yaşanan bir hayat.

Hiç yorum yok: